Kategoriler

11 Nisan 2013 Perşembe

Marlen Haushofer (1920-1970)



Fotoğraf: Sibylle Haushofer


11 Nisan’da Frauenstein’da doğdu.



İnsanın kendi geçmişi karşısında adil olması en zor olanıdır.


Avusturyalı kadın yazar Marlen Haushofer 1963 yılında yayınladığı die Wand adlı romanıyla Arthur Schnitzler Ödülü’ne layık görüldüyse de, edebiyat dünyası içindeki yerini ancak 1983 yılında, bu kitabın yeniden basılmasıyla aldı. Die Wand romanında bir av evinde adını öğrenemediğimiz ben anlatıcı yalnız başına kalır. Evi çevreleyen geniş bir alan, sadece hayvanlar tarafından görülebilen ve aşılabilen, görünmez bir duvarla çevrilmiştir. Kentin uzağında doğal yaşama alışmaya çalışan kadın, hayatın tüm alanlarını yeni baştan kurar ve hayatta kalabilmenin savaşını verir. Teknoloji ve kentsel kaostan uzak olduğundan, bir yandan ekip biçmeyi, inek sağmayı öğrenerek doğanın yaşam koşullarını keşfederken öte yandan tüm insanlarla olan bağlantısının kesilmesiyle, toplumdan tamamen yalıtılmış kalmasıyla yaşadığı bu kapalı mekânı kendine eşzamanlı cennet ve cehennem kılar. Yazarın bu romanında da sonraki romanlarında olduğu gibi kapalı bir mekânda kalmanın klostrofobik etkilerini, insansız bir dünyada yaşamak zorunda kalmayı ve tüm bunlar üzerine kurulan bir kadının varoluş sorunsalını dile getirmesinde, kuşkusuz gençlik yıllarının Hitler dönemine rastlamasının etkileri de yadsınamaz.

Marlen Haushofer, 1930 yılında Linz’de bir rahibe okuluna başladı, ancak 1934-1935 yıllarına denk düşen zamanda tüberküloz oldu.

1939-1940 öğretim yılında Viyana Üniversitesi’nde felsefe bölümüne kaydını yaptırdıysa da 1941 yılında oğlunun doğumuyla öğrenimine ara vermek zorunda kaldı.

1943 yılında ikinci oğlu dünyaya geldi, hastalıklar, anne olmak, ev kadını olmak öğretim hayatına hep ket vurduysa da  yeniden Graz Üniversitesi’nde öğrenime başladı.

1945 yılında öğrenimini yarıda keserek Frauenstein’a kaçtı. Savaş döneminde sürekli bir göç halinde olan Haushofer savaş sonrasında 1947 yılında Steyr’a yerleşerek oradan ölünceye değin bir daha hiç ayrılmadı.

1946’da ilk kısaöykülerini Avusturya’nın çeşitli gazete ve dergilerinde yayınladı. 1966’da Himmel, der nirgendwo endet, yazarın kendi çocukluk döneminin ilk on yılını kaleme aldığı özyaşamöyküsel bir romanıdır. Yitik bir çocukluk dönemi sadece romanlarına yansımaz, çocuk kitapları da yazarak çocukluk dönemini yazınsal düzlemde yeniden kurmayı arzular. Sözgelimi ein Katzenbuch (1964), Brav sein ist schwer (1965), Schlimm sein ist auch kein Vergnügen (1969) bu kitaplardan birkaçıdır.

1969’da kaleme aldığı Masarade, romanında da burjuva bir ailede, resim yapan bir kadının çatı katında hayatını sürdürmesi konu edilir. Kadın, tıpkı die Tapetentür (1957) romanında ve Wir töten Stella (1958) anlatısında olduğu gibi toplumsal hayat içinde edinemediği yerini kendi kaçış mekânlarına sığınarak yeniden kurmayı dener bu romanında da.

Haushofer yaşamının son yıllarında yakalandığı kemik kanseri nedeniyle Viyana’da bir klinikte öldü. Ölümünün ardından 1990 ve 2010 yıllarında Adelbert Stifter Enstitüsü’nde iki ayrı sergiyle anıldı. 2010-2011’de die Wand romanı Julian Pölsler tarafından filme uyarlandı.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.