Fotoğraf: Sibylle Haushofer |
11 Nisan’da Frauenstein’da doğdu.
İnsanın kendi geçmişi karşısında
adil olması en zor olanıdır.
Avusturyalı kadın yazar Marlen
Haushofer 1963 yılında yayınladığı die
Wand adlı romanıyla Arthur Schnitzler Ödülü’ne layık görüldüyse de, edebiyat
dünyası içindeki yerini ancak 1983 yılında, bu kitabın yeniden basılmasıyla
aldı. Die Wand romanında bir av
evinde adını öğrenemediğimiz ben anlatıcı yalnız başına kalır. Evi çevreleyen
geniş bir alan, sadece hayvanlar tarafından görülebilen ve aşılabilen, görünmez
bir duvarla çevrilmiştir. Kentin uzağında doğal yaşama alışmaya çalışan kadın,
hayatın tüm alanlarını yeni baştan kurar ve hayatta kalabilmenin savaşını
verir. Teknoloji ve kentsel kaostan uzak olduğundan, bir yandan ekip biçmeyi,
inek sağmayı öğrenerek doğanın yaşam koşullarını keşfederken öte yandan tüm
insanlarla olan bağlantısının kesilmesiyle, toplumdan tamamen yalıtılmış
kalmasıyla yaşadığı bu kapalı mekânı kendine eşzamanlı cennet ve cehennem
kılar. Yazarın bu romanında da sonraki romanlarında olduğu gibi kapalı bir mekânda
kalmanın klostrofobik etkilerini, insansız bir dünyada yaşamak zorunda kalmayı
ve tüm bunlar üzerine kurulan bir kadının varoluş sorunsalını dile getirmesinde,
kuşkusuz gençlik yıllarının Hitler dönemine rastlamasının etkileri de yadsınamaz.
Marlen Haushofer, 1930
yılında Linz’de bir rahibe okuluna başladı, ancak 1934-1935 yıllarına denk
düşen zamanda tüberküloz oldu.
1939-1940 öğretim yılında
Viyana Üniversitesi’nde felsefe bölümüne kaydını yaptırdıysa da 1941 yılında
oğlunun doğumuyla öğrenimine ara vermek zorunda kaldı.
1943 yılında ikinci oğlu
dünyaya geldi, hastalıklar, anne olmak, ev kadını olmak öğretim hayatına hep
ket vurduysa da yeniden Graz
Üniversitesi’nde öğrenime başladı.
1945 yılında öğrenimini
yarıda keserek Frauenstein’a kaçtı. Savaş döneminde sürekli bir göç halinde
olan Haushofer savaş sonrasında 1947 yılında Steyr’a yerleşerek oradan ölünceye
değin bir daha hiç ayrılmadı.
1946’da ilk kısaöykülerini
Avusturya’nın çeşitli gazete ve dergilerinde yayınladı. 1966’da Himmel, der nirgendwo endet, yazarın
kendi çocukluk döneminin ilk on yılını kaleme aldığı özyaşamöyküsel bir
romanıdır. Yitik bir çocukluk dönemi sadece romanlarına yansımaz, çocuk
kitapları da yazarak çocukluk dönemini yazınsal düzlemde yeniden kurmayı
arzular. Sözgelimi ein Katzenbuch
(1964), Brav sein ist schwer (1965), Schlimm sein ist auch kein Vergnügen
(1969) bu kitaplardan birkaçıdır.
1969’da kaleme aldığı Masarade, romanında da burjuva bir ailede,
resim yapan bir kadının çatı katında hayatını sürdürmesi konu edilir. Kadın, tıpkı
die Tapetentür (1957) romanında ve Wir töten Stella (1958) anlatısında
olduğu gibi toplumsal hayat içinde edinemediği yerini kendi kaçış mekânlarına
sığınarak yeniden kurmayı dener bu romanında da.
Haushofer yaşamının son
yıllarında yakalandığı kemik kanseri nedeniyle Viyana’da bir klinikte öldü. Ölümünün
ardından 1990 ve 2010 yıllarında Adelbert Stifter Enstitüsü’nde iki ayrı
sergiyle anıldı. 2010-2011’de die Wand
romanı Julian Pölsler tarafından filme uyarlandı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.